Konu: At adamların Bilgeliği Paz Şub. 08, 2009 6:58 pm
At adamların Bilgeliği
Şimdi beşinci kitabın 774’üncü sayfasından 776’daki ilk paragrafın sonuna kadar okuyun. Sonra eğlenceli kısım geliyor:metni dikkatlice taramak ve önemli kelimeleri bulmak. 775’in başında “tepemizdeki gökyüzünde geleceğe dair işaretler görülebileceği”, görmek çok zordur ve bazen yokturlar bile, ve “Biz gökleri, bazen orada işaretlenmiş olan büyük kötülük gelgitlerini ve değişiklikleri görmek için gözleriz.” Buradaki “gelgit” kelimesi evrende farklı güçlerin dengesi olduğunu gösteriyor (iyilik ve kötülük gibi.)ve bu güçler deniz gibi ileri-geri gidiyor. Bazen kötülük egemen olmuş gibi oluyor, ama iyi taraf yeniden sahneye çıkıyor. Bu mantığı izlerseniz, ikisinin de birbirini tamamen yok edemeyeceği ortaya çıkıyor. Şu resim belki daha iyi açıklar:
Bir çubuğa ip bağladığınızı düşünün. İpi sallandırdığınızda iki tarafa da gider (öne ve arkaya gitmelerini kastediyorum, sağa ve sola sapmalar göz ardı edilecek)ama en sonunda hep orta bir noktada durur. 1 noktasında ip orta noktada duruyor, iyi ve kötü taraf denge durumunda. 2 durumuna gelirse iyi taraf biraz daha ağır basıyor. Eğer düzeneğimiz 3 gibi olursa, iyi taraf oldukça baskın durumda. Ne demek istediğimi anladınız umarım. Fakat şu noktada işler karışıyor:4 durumuna, yani iyinin en baskın olduğu yere gelindiği zaman, aynı zamanda kötünün en baskın olduğu ortaya çıkıyor. Yani ip mavi oklar yönünde ilerlediği zaman, daha iyi olduğu gibi, kötüye de aynı derece daha yakın oluyor.
Kısacası, JK’nin Firenze ile açıkladığı düzen gibi, ne iyi taraf, ne kötü taraf diğerini tamamen yok edemez, her zaman yan yana var olurlar. İlginç, değil mi? Başka birşey ise göklerde (beşinci kitapta sema diye de geçiyor)gerçekte nelerin görüldüğü. “Önemsiz incinmeler, minik insan kazaları..Bunlar engin evren için karıncaların koşuşturmalarından önemsizdir ve gezegenlerin hareketlerinden etkilenmez.”Bu,semalarda gördüklerimizin, kehanetlerde gördüklerimiz kadar kesin ve ayrıntılı şekilde göremeyeceğimizi gösteriyor. İnsanlar ve hareketleri çok az önemlidir. İşaretler de kesin değildir, bu da onları kendi istediğimiz gibi yorumlamamıza ve belki de yanlış yorumlamamıza yol açar. Örneğin birinci kitapta Bane beşinci kitapta Firenze’nin marsın on yıldır yaptığı gibi “çok parlak olduğunu” (ya da bunun gibi birşey) söylüyor, ki bu da gelecek savaşın göstergesi. Firenze Harry’yi ormanda Voldemort’tan kurtardığı zaman Bane onu semalara müdahale etmekle suçladı. Çünkü o, gökyüzünde savaşın çıkacağını gösteren işaretleri gördü, ormanda Voldemort’u tek boynuzlu at kanı içerken görünce Harry’nin içinde bulunduğu büyük tehlikeyi anladı. Onun aklında, bu Harry’nin ölümü, Voldemort’un yeniden doğuşu ve ikinci savaşın başlangıcı anlamına geliyordu. Eğer Firenze müdahale etseydi, muhtemelen gerçekleşecekti. Fakat semalar sadece bir savaşın geleceğini gösteriyordu, o akşam çıkacağını göstermedi. Yani kesin bir zaman göstermedi. Yani Firenze aslında semalara hiç de müdahale etmedi. Sadece semaların gösterdiğinin o şekilde gerçekleşmesini engelledi. Voldemort yine de geri döndü, savaş yakında çıkacak, herşey plana göre gidiyor.
Sonuç olarak; Firenze’nin dediği gibi, atadamların bilgeliği kişisellikten uzak ve tarafsızdır. Gökyüzünde geleceği görebilirsiniz ama ona müdahale edemezsiniz. Gökyüzünde ne yazdığını değiştiremezsiniz, sadece gerçekleştiriliş şeklini değiştirebilirsiniz. Sonraki sayıya kadar görüşmek üzere. Kehanetler ile devam edeceğim. Sorularınızı, görüşlerinizi, eleştirilerinizi, teorilerinizi paylaşmaktan çekinmeyin.